Çiftlerin, düzenli ve korumasız olarak cinsel ilişkiye girmesine rağmen bir yıl içerisinde gebeliğin oluşmaması (Hamile kalınamaması) durumudur.
Gebeliğin ilk üç ayında, en az üç kez ortaya çıkan ve kendiliğinden meydana gelen düşüklere verilen addır. Yapılan tetkiklerde hastaların %50'sinde gebelik kaybının sebebi bulunamamıştır.
Hamileliğin tıbbi olarak sonlandırılmasıdır. Rahimden embriyo çıkarmak için ilaçlı veya cerrahi yöntemler kullanılır.
Detaylı bir muayene ile nedenleri belirlenmelidir. Geciken adet, fazla kanama yada az kanama şikayeti ile gelen hasta doğru tedavi sayesinde bu şikayetlerinden kurtulabilir.
Kızlık zarı dikimi yada onarımı olarak ifade edilen durumdur. Kızlık zarının yırtılmasının ardından kızlık zarı tekrar dikilebilmektedir.
Bebeğin doğum kanalına yan, makat veya çapraz olarak gelmesi normal doğumda problemler yaratabilir. Bu tür durumlarda anne ve bebeği riske atmamak için uzman hekim tarafından sezaryen ameliyatı uygun
Yumurtalıklar kasıkların iç tarafında olduğundan, erken dönemde yumurtalık kanserinin teşhisi oldukça zordur. Hiçbir şikâyeti olmayan kadınlarda tarama amaçlı bir test yoktur. Jinekolojik muayene sırasında bu bölgede kitle saptanması doktorun bir takım testler istemesini sağlar. Bu testlerden birisi ultrason görüntüleme yöntemidir. Vajinanın iç kısmına küçük bir alet yerleştirilerek yapılan bu yöntemde yumurtalıklardaki kitle saptanır. Bu kitlenin hareketsiz olması yumurtalık kanseri olma riskini arttırır. Fakat bu yöntemle tümörün iyi veya kötü huylu oldu anlaşılamaz. Bunu anlamak için doktor karın bölgesinde küçük bir kesik yaparak laparoskop denilen aletle yumurtalıkları görüntüler. Bu sırada tümörden küçük bir parça alır. Ayrıca yapılan kan testlerinde bir kanser göstergesi olan CA-125’in yüksek saptanması, diğer testlerle birlikte tanıyı büyük ölçüde koydurur. Ayrıca bu test hastaların takibinde oldukça önemlidir. Belirli aralıklarla bu testin yapılması hastaların tedaviye verdiği cevabı ve tekrarlama ihtimalinin takip edilmesini sağlar. Fakat CA-125 sadece yumurtalık kanserinde yükselmez. Yumurtalık kistleri, enfeksiyon gibi durumlarda da bu maddenin kandaki düzeyi artmaktadır. Hastalığın kesin tanısı için tümörden alınan parçanın patoloji laboratuarında incelenmesi gerekir.
Her ikiside iyi huylu oluşumlardır. Polipler rahmin en iç tabakasında bulunan dokunun rahim içi ve rahim ağzına doğru gereğinden fazla büyümesi ile oluşurlar. Miyomların ve poliplerin çoğu belirti vermemesine rağmen bazen şikayetlere neden olabilirler. En sık rastlanan yakınmalar; anormal kanamalar, kasık ve karın ağrısı, kasıkta ve karında dolgunluk ile basınç hissi, cinsel ilişki sırasında ağrıdır. Miyom ve polipler direkt olarak kısırlığa neden olmazlar fakat yerleşim yerlerine göre doğurganlığı etkileyebilirler. Çünkü yerleşim yerine göre spermin ve yumurtanın tüplerden geçişini güçleştirebilir ya da embriyonun rahme yerleşmesini engelleyebilir. Miyom büyüdükçe üzerindeki endometrium tabakası gerilir ve kanlanması bozulur. Bu durumda embriyo rahimde yerleşse bile yeteri derecede kanlanmadığı için düşük gelişebilir. Miyomların tedevisinde genellikle ilaçlardan ya da cerrahi yöntemlerden yararlanılmaktadır. Poliplerinde histereskopik olarak çıkarılması mümkündür.
Miktar ve süresi değişen, düzensiz adet kanamaları bir gösterge olabilir.Sıcak basmaları, terlemeler, uykusuzluk görülebilir. Yakınmaların şiddeti kadından kadına farklılık gösterebilir.Bu tip bulguları olmayan kadınlar da vardır. Hormon testleri ile menopoz mu değil mi anlaşılabilir.
1. Gebelik yaşını doğru saptayıp, bebeğin gelişimini doğuma kadar izlemek.
2. Annede mevcut olan ve gebelik sırsında şiddetlenebilecek hastalıkları saptamak, gerekli tedaviyi yapmak.
3. Gebeliğe bağlı ortaya çıkabilecek sorunları önceden saptayıp bu sorunları önleyici tedbirleri almak ve gerekli tedaviyi sağlamak.
4. Anne karnındaki bebekte var olabilecek yapısal bozuklukları erken gebelik döneminde saptamak. Gerekli durumlarda anne karnında tedavi etmek.
5. Anneyi gebelik, doğum, loğusalık ve bebek bakımı konularında eğitmek. Gerektiğinde psikolojik destek sağlamak.
Gebelikte; uterusun büyümesi ve vücut ağırlığının artmasına bağlı olarak vücudun duruşu değişir. Vücut duruşundaki değişiklik bel, sırt ağrılarına neden olur:
Gebe kalma ihtimali ile ilgili bir şüpheniz oluştu ise ertesi gün haplarını öneriyorum. Ancak onlar da tam olarak koruma sağlamaz. Koruyuculuğu % 80 civarındadır.
Her akıntıyı enfeksiyona yormak doğru değildir. Ancak her kokulu akıntıda enfeksiyon mutlaka yok edilmelidir. Bazen vajen PH dengenize uygun olmayan duş jelleri, temizleme mendilleri, sürekli kullandığınız günlük pedler, kremler florayı bozabilir ve koku nedeni olabilir. Bir jinekoloğa görünmek faydalı olabilir.